Selçuk Üniversitesi reklamcılık bölümü öğrencilerinin atama tepkisi
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü öğrencileri, bölüm başkanlığına reklamcılıkla hiçbir ilgisi bulunmayan bir öğretim üyesinin atanmasına tepki gösterdi.
Geçtiğimiz yıl Doç. Dr. Hüseyin Altunbaş önderliğinde kurulan Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü’ne, Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyeleri’nden Prof. Dr. Süleyman Karaçor’un atanmasına öğrenciler tepki gösterdi.
Öğrenciler atamanın bir hafta içerisinde apar topar yapılmasına tepki gösterirken, sosyal medya üzerinden “Selçuk Üniversitesi Reklamcılık Bölümü’nde tuhaf atamalar var, bölüm başkanımızı geri istiyoruz” başlığıyla kampanya başlattı.
Reklamcılık bölümü öğrencileri yaptıkları açıklamada “Biz Selçuk Üniversitesi Reklamcılık Bölümü’ne reklamcı olmak için geldik. Bizleri sektörle buluşturan, gerçek bir reklamcı olarak yetişmemiz için sürekli çaba sarfeden Doç. Dr. Hüseyin Altunbaş hocamızın apar topar görevden alınarak yerine reklamcılıkla hiçbir ilgisi olmayan bir öğretim üyesinin göreve getirilmesine anlam veremiyoruz. Bizler eski bölüm başkanımızı geri istiyoruz. Biz buraya gerçek reklamcı olmak için geldik. Yapılan atamada bizim isteklerimiz hiçe sayılarak zorunlu bir yönetim anlayışı uygulanıyor. Yetkililerden sesimizi duymalarını ve yapılan yanlışı düzeltmelerini önemle rica ediyoruz” dedi.
Benzer atamalar daha önce de yapılmış
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü’ne gerçekleştirilen atama ise ilk ilgisiz atama olarak geçmiyor. Bölümün kurulduğu ilk sene fakülte yönetimi mimarlık mezunu bir öğretim üyesini reklam bölümüne almış fakat bölümün eski başkanı Doç. Dr. Hüseyin Altunbaş duruma karşı çıkarak mahkeme kararıyla atamayı iptal ettirmişti. Fakat okul yönetimi mahkeme kararına rağmen aynı öğretim üyesini fakültenin Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü’nde kadro açarak görevini sürdürmesini de sağladı.
Doç. Dr. Hüseyin Altunbaş’ın adaletsiz bir atama ile bölüm başkanlığı görevinin iptal edilmesi hem reklam sektörü hem de akademik çevre tarafından şaşkınlıkla karşılanırken ciddi bir kaos olarak yorumlanıyor.