Cihaner: Yayın yasağı hukuksuz
Denizli Milletvekili İlhan Cihaner Reyhanlı’da yaşanan saldırıların ardından getirilen yayın yasağına ilişkin itiraz dilekçesi vererek yasağın kaldırılmasını istedi.
CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner Reyhalı’da yaşanan bombalı saldırıların ardından getirilen yayın yasağına ilişkin Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Ankara Sulh Ceza Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi verdi.
Dilekçede Reyhanlı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başvurusu üzerine, “dosya ve soruşturma kapsamı içinde kalan olay yerine ve olayda ölen ve yaralananlara ilişkin ve olay içeriğine ilişkin her türlü sesli ve görüntülü yazılı ve görsel medyadaki yayınlar ile internet ortamındaki bu kapsamdaki bilgilerin yayınlanmasının ve gösterilmesinin yasaklanmasına” karar verildiği anımsatılırken, söz konusu kararın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa ve CMK’ya aykırı olduğu vurgulandı.
Cihaner kanunları hatırlattı
Dilekçede, “ Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir” diyen İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 10. maddesi ve, “Basın hürdür, sansür edilemez.Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır. Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek sınırlar içinde, hâkim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz” ifadeleri yer alan Anayasa’nın 28. maddesi hatırlatıldı.
Yayın yasağı kararı için öngörülen hallerin oluşmadığına vurgu yapılan dilekçede, “Kararınız, İHAS ve Anayasaya aykırı bir şekilde, basın özgürlüğü ve bilgi edinme hakkına ağır bir müdahaledir” denildi.
“Bilgi edinme hakkı kaldırıldı yetkisiz bakanlar konuşuyor”
İlhan Cihaner’in mahkemeye sunduğu dilekçede şu ifadelere yer verildi:
“Yurttaşların bilgi edinme hakkı bu kadar ağır bir şekilde sınırlanmışken, Yetkisiz Bakanlar olayın sorumlularının (özellikle dikkat çekmek isteriz: “şüphelilerinin” değil!) yakalandığını hemen ilan etmişlerdir. Masumiyet karinesinin ihlali bir yana, soruşturma aşamasında asıl gizli kalması gereken bilgiler hükümet tarafından ifşa edilmektedir. Etkin bir soruşturmanın yapılmasına esas bu durum engel olmaktadır. Fiili olarak bakanların istedikleri gibi konuşup medyayı/toplumu yönlendirdikleri ancak yurttaşların haber alamadıkları bir durum yaratılmıştır.
Uygulanan sansür nedeniyle, “fısıltı gazetesi” aracılığı ile (ölü sayısının yüzleri geçtiği, olayın önceden bilindiği ve bazı yurttaşların uyarıldığı, sansür kararının bizzat Bakan tarafından talep edildiği gibi) haberler yayılmaktadır. Yakınlarından endişe duyan yurttaşlar bilgi alamamaktadırlar.
Benzer toplumsal olaylarda yurttaşların ve görgü tanıklarının katkısı önemlidir. Medyanın ve yurttaşların elindeki görüntülerden ve kayıtlardan soruşturmaya katkı sağlayacak bilgiler edinilebilir.”
“Yasak kararı kaldırılmalı”
Dilekçenin sonuç ve istem bölümünde ise, “Yurttaşın bilgi edinme ve haber alma özgürlüğünü ağır şekilde ihlal eden, soruşturmanın hükümetin kontrolü ve yönlendirmesi altında yapıldığı izlenimi veren ve bu haliyle tüm yurttaşları ilgilendirdiği için herkesin başvurabileceği sansür niteliğindeki kararınız İHAS, Anayasa ve CMK ya aykırıdır. Kararınızın, CMK 268/II uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi, Mahkemeniz aksi kanaatte ise, bu itirazımızın ivedilikle itirazı incelemeye yetkili merciye gönderilmesini talep ederiz” denildi. (soL Haber Portalı)