Ben Yandaşım, Başbakan da benim ‘Atam’dır
Yiğit Bulut’un Başbakan sevgisi sınır tanımıyor! ‘Yandaşım’ dedi ve ekledi: “IMF’yi kovan bir adam benim ‘Atam’dır.”
24 TV Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut, Milat gazetesinden Nil Gülsüm’e röportaj verdi. Yiğit Bulut, ”Eğer Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında bir vatandaş olarak durmak, ‘O kefenini giydiyse ben de giyerim’ demek yandaşlıksa yandaşım. Ben bir liderin peşinden gidiyorum. Başbakan Erdoğan bana göre Cumhuriyet tarihi boyunca gelmiş en milli liderdir.” dedi.
”EN MİLLİ LİDER ERDOĞANDIR”
Başbakan Erdoğan, Türk siyasi hayatında nasıl bir çizgiyi temsil ediyor?
Başbakan Erdoğan bana göre Cumhuriyet tarihi boyunca gelmiş en milli liderdir. Bunu da tüm samimiyetimle ve kalbimle söylüyorum. Türkiye’de şimdiye dek hiçbir liderin halka arz yapmasına izin vermediler. Halka arz demek, aradaki bankaların, holdinglerin devre dışı kalması anlamına gelir. Artık para çakallara, holdinglere değil de halka gidecek. Bakın ortada o kadar büyük bir para var ki, bunun için adam öldürürler. Bunun için Başbakan öldürürler, astırırlar, darbe yaptırırlar. Halka arz sürecini başlatmak demek, kamunun bütün şirketlerini halka arz etmek demektir. Bu uygulama Cumhuriyet tarihinde atılmış en büyük, en cesur adımdır. Atatürk bile yaşasaydı, bu cesur adımı atamazdı. Bankacılık sistemi onu bile götürürdü.
”ALLAH’TAN DAHA NE İSTEYEYİM”
Sizin ulusalcı olduğunuz ve ulusalcılık prim kaybedince büyüyen yeni güce doğru meylettiğiniz yönünde iddialarda bulunanlar var. Ne dersiniz?
Ben on sene önce IMF’ye, AB’ye, Dünya Bankası’na, yerleşik düzene ve Türkiye’nin küresel güçler tarafından sömürülmesine karşıyım diyordum. On sene önce ne söylüyorsam, bugün de aynı şeyleri söylüyorum. Benim çizgim hiç değişmedi. Milli doğdum, milli öleceğim. Çizgim hiç değişmeyecek. Benim hayal bile edemeyeceğim kadar ‘milli’ bir başbakan var. Ben Allah’tan daha ne isteyeyim.
”IMF’Yİ KOVAN KİŞİ ‘ATAM’DIR”
Siz böyle konuştuğunuz zaman da ‘yandaş’ yakıştırması yapılıyor. Yandaş mısınız?
Eğer Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında bir vatandaş olarak durmak, ‘O kefenini giydiyse ben de giyerim’ demek yandaşlıksa yandaşım. Benim bir parti derdim yok. Ben bir liderin peşinden gidiyorum. Kim kovarsa kovsun IMF’yi kovan kişi benim ‘Atam’dır. Yerleşik düzenin boynunu sıkan adam benim ‘Atam’dır. Eskiden medya patronları başbakanları evlerine çağırıp donla karşılıyorlardı. Ben bu ülkede başbakanla tavla oynarken başbakanın ‘siz, efendim’ diye hitap ettiği medya patronun başbakana ‘sen’ diye hitap ettiğini gördüm. Geçmişte Simavi, Özal’a “Sen bir mahlukatsın” diyerek mektup yazıp bunu manşete taşıdı. Dört tane matbaası olan zibidi, bu ülkenin başbakanına bunu yaptı. Haydi bugün cesareti olan varsa yazsın bakalım.
”DEVLET YERİNE OTURDU”
İşte tam bu noktayı diktatörlük ve baskı olarak yorumlayanlar oluyor…
Hayır asla. Tam tersidir. Bu devletin yerine oturması anlamına geliyor. Herkes artık yerini biliyor. Kim ki haddini bilmez helak olur. Herkes haddini bilecek. Medya patronu halkı temsil eden, halkın oyuyla seçilen bir başbakana hakaret edemez. Medya patronu cumhurbaşkanına, bakanlara hakaret edemez. Sen kimsin! Dört tane matbaa kurdun, üç tane gazete satın aldın diye bunu yapamazsın. Bunlar eskiden oldu, ama artık olamaz. Çünkü devlet, devlet oldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir saygınlığı var. Yerleşik sistemin esas rahatsız olduğu da, istedikleri gibi davranamamak. O yüzden önümüzdeki seçimler çok önemli. Askeri darbe girimi bile denenebilir.
AK Parti’ye de oynarlar mı, başbakana yakın isimlere?
Her şeyi yaparlar. Önümüzdeki 36 ay bu yerleşik sistem için ölüm kalım meselesi. Çünkü ya yok olup gidecekler, ya da eskiden olduğu gibi sömürecekler.