Esad’dan sonra şeriat devleti kurulacak
Suriye’nin Halep kentine giden Radikal Gazetesi’nin haber koordinatörü Yavuz Oğhan, kentin harabeye dönüştüğünü söyledi.
Muhaliflerin ayrı gruplar halinde hareket ettiğini belirten Oğhan, “Esad gidince ne olacak” sorusuna ağırlıklı olarak, “Çok güzel olacak. İslam devleti kurulacak” yanıtının verildiğini kaydetti.
Karadan Suriye’ye girip Halep’e kadar giden Yavuz Oğhan, izlenimlerini Ali Topuz ile Dünya Hali’ne anlattı.
“SURİYE’DE KURALSIZLIK HAKİM”
Radikal Gazetesi’nin haber koordinatörü Yavuz Oğhan, sınırdan sonra Halep’e giderken ana yolların güvenli olmadığını, ülkede kuralsızlığın hüküm sürdüğünü söyledi.
Yavuz Oğhan: Ülkeleri sanki kişi olarak görüp, orada yaşayanları gözardı ediyoruz ve Suriye hep bombalarla ekranlara geliyor, gazetelere konu oluyor. Ama orada ölen, eziyet çeken insanlar var, yerlerini değiştirenler var. Halep’in bir bölümü muhaliflerin, bir bölümü de Esad’ın elinde. “Orayı bir görelim” diye yola çıktık. Gaziantep’e oradan Kilis’e, Kilis’ten Öncüpınar sınır kapısına gittik. Zaten sınır kapısına gider gitmez Suriye’deki o drama yavaş yavaş hakim olmaya başlıyorsunuz. Çünkü hemen sınırı geçtikten sonra Azez dedikleri bir bölgede Birleşmiş Milletler’in bir kampı var. İHH’nın da bir kampı var. Yaklaşık 12 bin kişi Suriyeli, çoluk çocuk, yaşlı, kadın orada çadırlarda kalıyorlar. Savaşın gerçek yüzünü orada görme imkanı olabiliyor. Çok zor şartlarda yaşıyorlar.
“HALEP’TEKİLER ZOR ŞARTLARDA YAŞIYOR”
Yavuz Oğhan, Halep’tekilerin, çadır kentlerde kışı geçirenler kadar zor şartlar altında yaşadığını söyledi. Oğhan, bölgenin gazeteciler için de tehlikeli olduğunu söyledi.
Yavuz Oğhan: Gazeteciler için tehlikeli bir bölge. Esad güçleri tarafından gözaltına alınma ihtimalleri de var. Onların kontrol edebildiği bölgeler varmış oralarda, ana yolda. Bu nedenle gazeteciler orayı tercih etmiyorlar. Bir de savaş dediğin zaman kuralsızlık manasını taşıyor. Kural olmadığı için kimin geleceği, kimin sizi çevireceği, kimin kaçıracağı, belli olmuyor. O nedenle köyleri, köy yollarını tercih ederek devam ettik. Bir bölgede muhalifler bize eskortluk da yaptılar, Halep’e kadar ulaştık.
“BİR ÇOCUK OYUNCAKLARINI SATIYORDU”
Halep’in bir harabeye dönüştüğünü belirten Yavuz Oğhan, herkesin elindekileri satarak geçinmeye çalıştığını, oyuncaklarını satmaya çalışan bir çocuk gördüğünü söyledi.
Yavuz Oğhan: Isınma yok. Gerçekten önemli bir problem. “İnsanlar çadırlarda kışı geçirdiler” dedik ama Halep’te binada oturanlar için de benzer bir durum var ve odun yakmaya başlamışlar. Bulabildikleri odunları toplayarak, onları yakarak ısınmaya çalışıyorlar. Gerçekten zor bir hayat. Ekonomi kendi aralarında dönüyor. Beni çok etkileyen bir şey de, hemen hemen herkes yere bir örtü serip birşeyler satmaya çalışıyor. Ekonomi öyle dönüyor. “Para gelsin, onlar da bir şey alabilsinler” diye. Bir çocuk gördüm oyuncaklarını satıyordu. Çok etkileyici bir manzaraydı benim için. O fotografı da paylaşma imkanımız oldu. Zor bir durum 2. yılını bitirmiş bir ülke harabeye dönüyor yavaş yavaş.
“MUHALİFLERE KİTLESEL KATILIM YOK”
Halep’te muhaliflere kitlesel bir katılım görmediğini, muhaliflerin ayrı gruplar halinde hareket ettiğinin çıplak gözle görülebildiğini ifade eden Yavuz Oğhan, “Esad gidince ne olacak” sorusuna ağırlıklı olarak, “Çok güzel olacak. İslam devleti kurulacak” yanıtının verildiğini ifade etti. Oğhan, “Nasıl bir sistem, nasıl bir rejim hedeflendiği konusunda ise herkesin kafasının karışık olduğunu belirtti.
Yavuz Oğhan: Savaşanlarda bir motivasyon gördüm. “Esad gidecek motivasyonu” var. Ancak sokakta savaşa katılmayan birçok da genç gördüm. Gönüllülük esasına göre gidiyor anladığım kadarıyla. Toplu halde Esad’a isyan da görmedim doğrusu Halep şehrinde ama onların ve muhaliflerin kontrölü altında, onların koyduğu kurallarla yaşamaya devam ediyorlar. “Savaş biter mi umudu elbette savaşanlar taşıyor, biz bunları yeneceğiz” diye. Ama sokakta biraz “nereye gittiğine” ilişkin şüphe olduğunu görüyorum. Esad gidecek de ne olacak? O soruyu da sordum. Özellikle Esad karşıtı olan askerlere sormaya çalıştım. “Esad gidince Suriye dünyanın en iyi ülkesi olacak.” Bu kadar da subjektif bir şey. Peki rejim ne olacak? “Rejim islam olacak.” Peki burada yaşayan Hıristiyanlar var, onlar ne olacak? “Bize silah çekmeyenler istediği gibi yaşayacak” diyorlar. Ama çok sözde, farklı gruplar var, farklı grupların farklı rejim beklentileri var. Esad giderse orada bir islam ağırlıklı rejim kurulacağı kesin ama onun sınırları ne olacak, insanlara nasıl yaşam imkanı sağlayacak? O konularda benim kafamda soru işaretleri var. Bırakın benim kafamdaki soru işaretlerini, bence kendi aralarında da çok büyük farklar var.